Miraç Kandili ve Dua

Miraç kandilinde okunacak dualar neler? Recep ayinin 27. gecesinde denk gelen Miraç kandili bu yil 3 Mayis Sali günü idrak edilecek. Peki Miraç kandilinde okunacak dualar hangileri?

Bu sorularin yaniti burada:

MIRAÇ KANDILINDE YAPILACAKLAR

71 Fatiha-i serife,

33 Insirah diye meshur sure,

100 Ihlas-i serife,

100 Kadir diye meshur sure,

100 subhanallahi velhemdülillh….

MIRAÇ KANDILI DUASI

Euzü billahi mines-seytanir-racîm Bismillahir-rahmanir-rahîm

Ey Bizleri varliga erdiren Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran Güzeller Güzeli Rabbimiz! Sana sonsuz hamd ü senalar olsun. Kainatin Iftihar Tablosu Peygamber Efendimiz’e Sonsuz salât ü selam olsun.

Gufranla ufkumuzda tüllenen su mübarek gecede bir kere daha dergâh-i ilahînin önünde el açip yalvariyoruz:

YA ILAHEL-ALEMIN!

Bize verdigin isteme duygusu ve istenenleri verecegin inanciyla rahmetinin vüs’ati genisligindeki kapina dayaniyor, su mübarek gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kismini beyan. Bekledigimiz asirlardan beri bizi kivrim kivrim kivrandiran dertlerimize derman.. Icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!

EY ÇARESIZLER ÇARESI!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacimiz hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunlari kabulünü vicdanlarimiza duyur; aç ve yalnizlikla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

Ciddi bir yol almis sayilmasak da yillar var hep yollardayiz. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beser takatini askin görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vet-teslîmât) perisan, derbeder ve izdirap içinde.. Müslümanlik gelenek ve göreneklerin darligina mahkum.. Ibadet ü tâat kültür televvünlü.. Duygular, düsünceler fantezilere emanet.. Mücadelelerin esasi da çikarlar, menfaatler, irkî mülahazalara dayali. Sen bizlere çikar yol lutfeyle ya Rabbi!

YA RAB!

Önümüzdeki su upuzun hayat yolculugunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarimizin darligiyla basbasa birakma; akillarimizi inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîligin baskilarindan, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarindan siyanet eyle. Kapinin kullarini; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularina renk attiran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklasmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yasamak, hep rizadan söz edip gazap arkasindan kosmak ne acidir! Sen bizi kazanç yolu sanilan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAGISLAYAN!

Su mübarek gece hürmetine Bizleri bagisla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtik ve öyle bir alemde yasiyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamizda tuzak; ugrayip geçtigimiz her yerde nefis, seytan ve ayni takimdan binlerce ifrit agini germis av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocagi ve isi-dumani gelip sinelerimize oturuyor. Inayetine ihtiyacimiz açik, çaresizligimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulastirabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamis, kirilmis ruh dünyamizi da ancak Sen tamir edebilirsin. Içimizi Sana döküyor, kusurlarimizi Sana açiyor ve bize yeniden insan olma yollarini göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDISINE YÜKSELEN ELLERI BOS ÇEVIRMEYEN!

Bir süre ayri düstükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacagini vadediyorsun. Sana yönelenlere hep ‘Gelin, gelin’ diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur ‘Biz de geldik’ diyelim. Geldik ve Sana, yollarin amansizligini, nefis, seytan ve hevânin imansizligini, bizim de dermansizligimizi sikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açik duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuguna karsi hep saygisiz davranan, serkes nefsimizi Sana sikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve seytanin serrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karsi isyan kokan tavir ve davranislardan arindir.. Ya Rabbi lisanlarimizi yalandan, giybetten, Senin sevmedigin, hosnut olmadigin bütün kirli sözlerden temizle.. Kalblerimizi gösteristen ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrimizi rizan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlasli kil ve bize lütfettigin bütün seylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALIHSIZLERIN SIGINAGI, EY ÂCIZLERIN GÜÇ KAYNAGI, EY DERTLILERIN TABIBI VE EY YOLDA KALMISLARIN YOL GÖSTERENI!

Su anda duygularimiz derbeder, davranislarimiz ahenksiz, ruhlarimiz kirli, ayaklarimiz titrek, ellerimiz mefluç, çogumuz itibariyla ümitlerimiz sarsik, havalar boz-bulanik, magripler hicranla tül tül, masriklar lütfuna kalmis… Iste böyle bir daginiklik içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki degiliz, sonuncusu da olmayacagiz. Rahmetin, bu garip pismanlarin ümit kapisi, bizler de bu kapinin önündeki liyakatsiz dilenciler. Simdiye kadar gelip Senin kapinda ihtiyaç izhar edenlerden bos dönen hiç olmamis; hiçbir kaçkin ve pisman da o kapidan kovulmamistir. O kapi Senin kapin, onun baskalarindan farki da her gelene affindir. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varligini duyur.

EY HER DUADA BULUNANA ICABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Su mübarek gecede binler, yüz binler Senin karsinda divan durarak ellerimizi Sana açiyor ve külliyet kesbetmis niyaz edali soluklarimizla, kullarina her zaman açik bulunan, hiç olmazsa aralik duran rahmet desenli kapinin tokmagina inleyerek dokunuyor ve “Biz geldik” diyoruz. Herkesi ve her seyi görüp gözettigine, her sese ve herkese merhamet ettigine gönülden inanarak kaçkinligimizi muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarimizi af çaglayanlarin içinde tasavvur ediyor, karistirdigimiz haltlara degil, Senin afv u safhina bakiyor ve ümitlerimizi ona bagliyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahsetinden bize ne! Her yanda seytan ve avenesi içten içe homurdanip duruyorlarmis, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki!

Sen her seyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük seyleri görür, en ciliz sesleri isitir, hiçbir seyi ve hiçbir kimseyi cevapsiz birakmazsin.

EY YÜCELER YÜCESI!

Sen biliyorsun, biz de bunun farkindayiz; ömrümüzün hasenât kefesi bombos, pek çogumuz itibariyla bir ihlâs bezginligi içindeyiz. Çogumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarinsiz sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyis, gösteris, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansiba, söhrete, sana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yiginlarin rüya ve hülyalari ekonomi ve refah; taptiklari da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düsünceler kirli, davranislar da tam buna göre… Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yasiyoruz, ak görünüyor kapkara davraniyoruz; idare ve siyaset deyip hem isik türküleri söylüyor hem de karanlik agitlari mirildaniyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunlari sasirtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayi beceri kabul ediyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu